blacklebron
Resmini görünce
Maziye bakarak
Vazgeçemem senden
Bir ömür geçse böyle
Ardından yalvararak
Unuturum sandım
Zamana bırakınca
Seni nasıl sevdiğimi
Ama bugün yine
Söylüyorum hep aynı
Hep aynı şeyi
Dön bana yeniden ne olur
Sev beni yeniden ne olur
Al beni yanına ne olur
Dön bana yeniden ne olur
Ne olur...
blacklebron

S: N'aber kardeşim?
K: İyidir kardeş Carrefoura gidiyorum ..
S: Hayrola?
K: 1-2 saatlik işim var.
S: ıhmmm ):
K: Bana bak! Carrefour'a gel sinemaya gidelim.
S: Olur valla!
Hem bugün pazartesi GNCTRKCLL ! (:
K: Tamam o zaman bekliyorum ..
İşim biter. Sefa'm gelir. Sıra afişlere bakıp gidilecek filmi seçmeye gelmiştir.
Gözüme bi anda çıktığından haberim olmayan Music and Lyrics(Söz ve Müzik) filmi ilişir ..
Sefa! Kesin buna gidiyoruz!
Normalde ''Ya abi bi dur diğer filmlere de bakalım!'' demesini beklediğim Sefa'm hiç itiraz etmez.
Çünkü beynim ziyadesiyle yorgun ve dalgındır.
Sefa'nın da Hugh Grant ve Drew Barrymore hayranı olduğunu unutmuş olmamdan dolayı bu durum rahatlıkla anlaşılabilir..
Salona girilir. Film başlar. Filmin güzel olduğundan şüphe yoktur. Drew'in -filmdeki adıyla Sophie- şarkı sözü yazmaya çalışırken elindeki kalemi sürekli kapatıp açma sesi bile kulağa hoş gelmektedir. İçimden genelde kesinlikle böyle bişey yapmamakla birlikte ''Ne olursa olsun bu film güzeldir kardeşim! diyebilecek kadar kitlemişimdir kendimi''
Onun gülüşü seyirciye bi bakıma yetmektedir.
Hugh zaten yakışıklıdır. Çıktığı her sahneyi doldurabilecek kadar karizmadır.
Ve sonuçta film harika bitmiştir ..
Hayatımızda dinlediğimiz ve dinleyebileceğimiz en güzel şarkıyı dinleyerek bitmiştir hemde ..
Ve Allah'tan eve dönüşte soğuktan dıtımızın donacağını düşünürken Sefa bombayı patlatmıştır.
Araba garajda!
Gün güzel bitmiştir ..
Kötü haber;
Tam Türk sineması yükselişe geçti artık herkes sinemaya gitmeye başladı oleyy süperr derken AFM herşeyi rezil etti. Biletler artık 9 Ytl. Geçmiş olsun ..
blacklebron
Soğuk bir cumartesi günü dışarı çıkılır,
Nilay Hanım alınır ve maça gidilir, salonda Yeşimspor - Bahçeşehir maçı vardır ve Willie Solomon kulaklığını takıp müzik eşliğinde genç basketbolcuları izlemektedir,
Sahneye çıkma zamanı Tofaş ve Fenerbahçededir .. Oyuncular ısınmaya başlar ..
Fenerbahçe Ülker TABİİ Kİ kazanır ..
Maç biter mutluyuzdur ve Türk TelekomBanvite yenilince Fenerbahçe Ülker ligin zirvesine kurulmuştur (: .. Bir dahaki maça yine gitmek düşünülmektedir ..
blacklebron

NBA’DE Cleveland Cavaliers forması giyen LeBron James, doğup büyüdüğü yer olan Ohio Eyaleti’nin Summit İlçesi’nde 2 milyon dolara aldığı evi yıktırıp, yerine adeta bir saray yaptırıyor. Yıllık 26 milyon dolar kazanan LeBron’un yeni ‘Krallığı’ 11.815 metrekarelik bir alana kuruldu. Bu, ilçedeki normal bir evin 15 katı büyüklüğünde... Evi, yaşam tarzına göre tasarlayan süperstar, “Orası benim kutsal tapınağım olacak” diyor.
Halkın içinde yaşayamadığını belirten yıldız, amacının Ohio’daki akrabalarından ayrı kalmamak olduğunu söyledi. Medya’dan uzak durmak isteyen ‘Kral’ lakaplı oyuncu, 15 milyon dolarlık sarayını duvarlar ve ağaçlarla kapatacağını söyledi. ‘Alacağım ev, kaldığım sokağın her zaman en pahalı evi olmalı’ diyen LeBron’un, bundan sadece 5 yıl önce annesi ile birlikte 2 odalı bir apartman dairesinde kalması ise bir hayli ilginç! olsa gerek...
2008 yılında tamamlanması beklenen LeBron’un iki katlı, 11 odalı ve asansörlü evinde bakın neler var; 6 yatak odası, 5 banyo, 2 bowling salonu, sinema ve kuaför salonu, akvaryum, 6 garaj, yüzme havuzu ve müzik stüdyosu. Bu bizlere çok enteresan bir hikâye gibi gelebilir, ancak NBA’de San Antonio Spurs’te oynayan Tony Parker ve kız arkadaşı Eva Longaria’nın evlerinde köpekleri için özel bir oda bile var.
Dipnot;
İdolüm olan James gibi ne oldum delisi olmadığım için kendimi sevdim bir kez daha (: