blacklebron
2'nci Dünya Savaşı yılları...Gamalı haç, veba gibi sarıyor Avrupa'yı... Rus topraklarına dalıyor. Bugünkü Ukrayna'ya geliyor Alman tankları... Ve, yakaladıkları 300 genç kızı, çırılçıplak soyarak, tıkıyorlar vagonlara... Nereye? Polonya'ya...Ölüm kamplarına. Kızlardan biri, Pavlina... 15 yaşında. Babacığını 4 yaşında kaybetmiş. Çünkü Bolşevikler, ailesini Urallardan sürerken, yolda can vermiş... Kalp hastası anacığıyla yaşam mücadelesi verirken, koparıp alıyor Naziler.Geliyorlar Polonya'ya. Kulaktan kulağa hep aynı cümle, "gaz verip, öldürecekler..." Titriyor insancıklar. Ama o da ne? Tekrar trene bindiriyorlar. Avusturya... Bugün Türkiye'de çok tutulan, ünlü bir Alman markasının fabrikasında çalıştırıyorlar.20 saat iş, 4 saat uyku, kuru ekmek. 3 yıl. Gün geliyor, savaş bitiyor. Tam "kurtulduk" derken, anlaşılıyor ki, çile bitmemiş... Amerikalılar, esir kızları, Ruslara teslim ediyor. Rus, gaddar. Yine kamp, yine tel örgü... Pavlina, kaçıyor. Dere tepe... Bir başka kampa geliyor. Amerikalıların... Oraya sığınıyor. Amerikalılar, onları yine trene bindiriyor... İtalya'ya, Roma'ya getiriyor.Bu kampta, Naziler tarafından esir alınan Kafkas Türkleri var... Orada tanışıyor Süleyman'la... Dağıstanlı güreşçi... Âşık oluyor.Olunmayacak gibi değil; Şeyh Şamil'in soyundan gelen Süleyman, kapı gibi.O da tutuluyor Pavlina'ya, diyor ki, "Müslüman olup, benimle evlenir misin?" Hemen kabul ediyor Pavlina. Nasıl etmesin... Öl dese, ölecek. O kadar seviyor.Fatma adını alıyor Pavlina. Uzatmayayım... Türkiye'ye taşınıyorlar. Tuzla'ya. Süleyman, yani Süleyman Baştimur, güreşe devam ediyor, Türkiye'ye Akdeniz Olimpiyatları başta olmak üzere, çok sayıda altın madalya kazandırıyor. Üç evlatları oluyor.Biri, Nimet.
Şimdi, Nimet'i orada bırakalım... Bosna'ya uzanalım... Bir asır önce falan...Bosna'da imamlık yapan Mehmet Bey, Anadolu'ya göç ediyor, Adapazarı'na... Oğlu var, Mahmut... Gönlünü Zehra'ya kaptırıyor. Evleniyorlar. Evlatları oluyor... Abdullah.

Gel zaman, git zaman. Güreşçi Süleyman'ın kızı Nimet ile imam Mehmet'in torunu Abdullah, tanışıyor. İlk görüşte aşk denir ya, öyle... Evleniyorlar. Yalova'da. İki kız, bir erkek evlatları oluyor.Erkek olanı, maaşallah... 63 santim doğuyor. Karamürsel'de ABD'nin donanma üssü var o zamanlar... O üsteki Amerikalı doktora götürüyorlar, kontrol için... Diyor ki doktor, "bu çocuk, Amerikan standartlarının üzerinde büyüme gösterecek, aman iyi besleyin." Zaten nasıl beslemeyeceksin? Adam doymuyor ki... Günde 4 litre süt içiyor!

O bebek, bugün, 2 metre 11 santim boyunda... 113 kilo.

O bebek, Mehmet Okur.

NBA'da şampiyon olmayı başaran "ilk ve tek Türk" olmakla yetinmedi... All Star denilen ve çok az insana nasip olan "dünyanın en iyi takımı"na seçilmeyi başaran "ilk ve tek" Türk oldu.

Bir ucu Bosna'da, bir ucu Kafkaslar'da... Rus sürgününü, Nazi işgalini, ölüm kamplarını yaşayan... Direnen... Hayattan, aşktan ve Türkiye'den ümidini kesmeyen bir ailenin, dünyanın zirvesine bayrağını dikmiş evladı o.

Gurur duy Fatma... Ne mutlu ki Mehmet'e senin gibi bir anneannesi var.
17 Responses
  1. Bunu okuyup da tüyleri diken diken olmayan var mı?


  2. muhteşemsin mehmet okur..tek kelimeyle..


  3. Adsız Says:

    way be... Harika...
    Sen neymişsin be Mehmet?..


  4. Adsız Says:

    böyle bi olay bi daha olur mu bilmem ama ben ki kendimi bildim bileli all star maçlarını izleyen biri olarak bunu izleyemeyişime yanıyorum. artık bi dvd çıkarsa bunun hakkında alır izleriz. yada lebron sen bunu kayıt falan ettinse bi zahmet bana ulaştırda izleyeyim:) malum durumu biliyorsun...


  5. Addwork Says:

    Çok etkileyici olmuş...


  6. g. Says:

    vay bee ne hikayesi varmış...mükemmel...


  7. mayksisman Says:

    lebron; hakkaten helal memoya; ama bence sana da helal; hakikaten bayıldım yazıya, ne güzel yazmışsın.


  8. Asortik Krep Says:

    Hikaye zaten güzel sen de çok güzel yazmışsın :)


  9. . Says:

    helal türk evlatlarına (:


  10. Serra Says:

    eft aLL star`i duydum; heLaL! ;)

    ~Serra


  11. Adsız Says:

    Harika tek kelimeyle


  12. KöşeBaşı Says:

    Baba kitap yazmayı hiç düşündünmü?Çok akıcı bir anlatımın var.Edebiyatçılara taş çıkarmışsın..Eee ben sana boşuna demiyorum DTO yani..


  13. blacklebron Says:

    Unutmadan .. Bu bir Yılmaz Özdil yazısıdır ..


  14. Yılmaz Özdil!in yüreğine sağlık..umarım bi gün senin içinde yazılır lebron..


  15. Adsız Says:

    Komşum sorması ayıp yandaki post it yazısını nasıl yazdın :)


  16. blacklebron Says:

    photoshop komşum ;)


  17. Ay ne güzeel.Mehemet Okur'u severdim.daha da sevdim.:)

    Ama kimseye sitem etmem sana edicem.Ablana hiç gelmiyorsun,mesela 12 gün önce babaannemi kaybettim,sen yoktun.:(


    Benim oğlanda 4.5 kg ,6o cm. doğdu. günde 1 kg süt içti ama,yemek ve uyku her zaman ona angarya bir iş geldi..( maalesef...şimdi 18o cm. Ben 19o filan rahat olur zannediyordum ama,spor yok,sigara var. ay gidip şunu bir dövesim geldi.:(
    sanırım aynı yaştasınız.